Advanced Micro Devices is counting on a new high-performance computer chip to hold on to hard-fought market share it has won from its principal rival, Intel.
The company, based in Sunnyvale, Calif., is set today to release the next generation in its Opteron line of processors for computer servers. The new chip puts four processors on one piece of silicon, a technology known as quad-core, allowing for faster calculating and greater energy efficiency, features sought by companies running large data centers and server farms.
Mario Rivas, executive vice president for computing products at A.M.D., said the latest Opteron chip is the company’s most significant new product in several years.
For Advanced Micro, the stakes are high, with the new chip arriving just as it struggles to maintain its hard-earned gains from Intel, its far larger rival. A.M.D.’s product introduction comes less than a week after Intel tried to upstage it with a server update of its own: new Xeon server processors that bundle together two chips that each have the circuitry of two processing engines.
In July, A.M.D. reported a $600 million loss for the second quarter, its third loss in a row, as it grappled with the renewed competition from Intel and falling chip prices. But it also said that shipments of microprocessors rose 38 percent from the first quarter, and that it had begun to win back market share after several quarters of slipping.
Intel and A.M.D. have been locked in a race to deliver high-performing chips for several years. A.M.D. was first to market with a dual-core chip more than two years ago as Intel struggled to get its dual-core strategy off the ground.
When A.M.D. introduced the Opteron server chip in 2003, the industry was slow to warm to the product, but the company says that this time will be different. Four years ago, Intel’s server processors were favored by nearly all major hardware suppliers. But delays at Intel induced Dell, I.B.M., Hewlett-Packard and Sun Microsystems to gradually turn to the Opteron as an alternative.
A.M.D. gained market share, particularly in the desktop and server markets, though Intel managed to keep a tight grip on fast-growing notebook PCs.
In recent quarters, Intel has responded with a succession of processors, and has managed to win back some of the share it lost. Intel is now leading in the market for servers, analysts say.
Analysts expect the new Opteron to take off more quickly this time because the major hardware companies are already A.M.D. customers. “This chip will have a much faster impact on A.M.D.’s business,” said Nathan Brookwood of Insight64, a chip industry consulting firm, “but a lot will be riding on just how good it is.”
FCC issues rules for 2009 digital switchover
- Story Highlights
- FCC ensures analog programming after the digital television transition in 2009
- Analog cable customers will receive broadcast channels until February 2012
- Approximately 40 million households are analog-only cable subscribers
- Next Article in Technology »
WASHINGTON (AP) -- The Federal Communications Commission approved rules Tuesday night that it says will ensure that millions of cable subscribers will still be able to watch broadcast programming after the digital television transition in 2009.
The FCC says approximately 40 million households are analog-only cable subscribers. Tuesday's ruling will require cable operators to guarantee analog cable customers will receive broadcast channels until February 2012.
Meanwhile, on the sixth anniversary of the terrorist attacks on New York City and Washington, the commission also approved new rules that will allow police and firefighters to better locate cell phone callers who dial 911 in an emergency.
The meeting, originally scheduled for 9:30 a.m. EDT, was delayed for more than 11 hours as commissioners and staff hammered out compromises to the cable order and other items.
While the greatest impact of the digital television transition will be on viewers of non-digital televisions who receive their signals over the air, non-digital cable subscribers have also been a concern to the commission.
Beginning February 18, 2009, broadcasters will stop transmitting old-style analog signals to over-the-air customers and to cable companies. Over-the-air customers will have to buy a converter box.
As for the nation's analog cable subscribers, cable operators must either convert the digital signal to analog at the point where the cable signal originates or supply customers with a "down converter" device that will change digital signals to analog at the TV set.
The cable industry pledged to do this voluntarily and launched a $200 million advertising campaign last week to reassure subscribers. The new FCC rules make compliance mandatory.
The FCC will also allow for certain smaller cable systems to request a waiver.
In other action, the agency voted to force cell phone companies to employ a much stricter geographic standard when testing the ability of rescue workers to locate callers in distress.
People who call 911 from a wired telephone can be traced to specific addresses. That's not the case with cell phones.
Carriers are required to test their location systems and be able to pinpoint callers within certain distances. But they have been allowed to test their equipment over their entire national service areas, meaning good results in one region may skew the average.
The Association of Public Safety Communications Officials International has lobbied the agency to force carriers to measure location accuracy at the community level or "public safety answering point" level.
Yüksek kalitede video çekimi
Kodak’ın yeni model ürünü EasyShare Z1275, 12 megapiksel çözünürlüğe sahip.
3 Eylül 2007 Pazartesi
Ürün, tüm detayları yakalayarak görüntü kalitesini artırıyor, fotoğraf üzerinde kırpma/büyütme imkânı veriyor ve 76x102 cm’ye kadar baskılar alınmasını sağlıyor.
Z1275, yüksek kalitede sesli HD video çekimi de yapabiliyor. Yeni model cihaz, 2.5 inch’lik renkli ekrana sahip. kodak.com
Saniyede 20 megabitin üstünde internet bağlantısı
Türk Telekom'dan yapılan yazılı açıklamada, Türk Telekom'un yaklaşık 110 milyon euroluk yatırımla internet erişim altyapısını yenilediği ve 2 milyon IP DSLAM port ilavesi yaptığı bildirildi.
Açıklamada, IP DSLAM adı verilen yeni nesil internet erişim cihazları sayesinde saniyede 20 megabitin üstünde bir hızla internet bağlantısının yanında; canlı sayısal TV yayını (Broadcast TV), isteğe bağlı içerik teslimi (Video on Demand), IP telefon ve yüksek kalitede video konferans gibi hizmetlerin müşterilere sunulacağı kaydedildi.
Türk Telekom'un söz konusu yatırımda Alcatel- Lucent, Huawei, Meteksan Sistem ve ZTE Corporation ile işbirliği yaptığının ifade edildiği açıklamada, geçtiğimiz günlerde düzenlenen imza töreniyle erişim altyapısı yenileme çalışmalarına da start verildiği hatırlatıldı.
Açıklamada, yeni nesil internet erişim cihazları olarak bilinen IP DSLAM ile erişimin IP üstüne yoğunlaşağı kaydedildi. Üçlü oyun olarak tanımlanan bir sistem kapsamında ses, veri ve görüntünün biraraya gelerek tek bir kanaldan iletilmeye başlanacağına işaret edilen açıklamada, ses, veri ve görüntünün üçlü oyun (Triple Play) adı altında birleşmesiyle; internet üstünden TV yayınlarının mümkün olması (IPTV), istenen anda istenen video içeriğine internet üstünden ulaşılması (Video on Demand) ve internet üstünden telefon konuşmalarının yapılması (VoIP) gibi yeniliklerin hayata geçirileceği belirtildi.
Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Celalettin Dinçer, yaptığı açıklamada, IP DSLAM teknolojileri sayesinde ADSL2+ ve VDSL2 gibi saniyede 20 megabitin üstünde genişbant internet teknolojilerinin kullanıcılar tarafından kullanılmaya başlanacağını söyledi.
Dinçer, "Kullanıcı tarafında büyük bir çoğunlukla yatırım yapmayı gerektirmeyen bu sistemler sayesinde farklı hizmetler sunulabilecek" dedi. Projenin IPTV bacağında Microsoft ile birlikte Türk Telekom'a çözüm sunduklarını ifade eden Alcatel-Lucent Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Azası Haluk İlkdoğan ise, "Türk Telekom'un IPTV alanında başarılı olmasını sağlayacak geleneksel sayısal TV platformlarına göre fark yaratmasına yardımcı olacak kullanıcı odaklı ve katma değerli en güçlü portföyü sunmaya odaklandık. Türk Telekom ile bu konuda ortaklık kurmak bize onur vermektedir" diye konuştu.
Cepte devrim yaratacak teknoloji
Gelişmekte olan ülkelerde iletişim olanaklarını önemli ölçüde artırması beklenen ve internetteki "peer-to-peer" (P2P) teknolojisinden esinlenen sistem, bir mobil telefon baz istasyonu olmaksızın, cep telefonları arasında iletişim sağlamayı amaçlıyor.
Kırsal kesim veya çöl gibi baz istasyonu olmayan bölgeler için tasarlanan sistem, halen TerraNet şirketi tarafından Tanzanya ve Ekvador'da deneniyor.
TerraNet'in kurucusu Anders Carlius, bu fikrin 2002'de Tanzanya'da safari yaparken aklına geldiğini ve zayıf şebeke bağlantısının sadece birkaç metre ötedeki diğer arazi aracında bulunan arkadaşlarının telefonlarını çaldıramadığını anlayınca, başka bir teçhizata gereksinim olmaksızın iki telefon arasında konuşma yapılıp yapılamayacağını düşündüğünü belirtiyor.
Ericsson'un desteğindeki İsveç şirketinin geliştirdiği teknoloji, P2P gibi çalışmaya uyumlu cep telefonları aracılığıyla, şebeke içinde veri gönderilmesi ya da konuşma yapılmasını öngörüyor.
Cep telefonları birbirleri arasında bağlantı kurarak, sistemin menzilini genişletiyor ve bir mini şebeke oluşturuyor. Sistem şimdilik, her cep telefonları arasında bir kilometrelik bir menzilde çalışıyor.
Sisteme dahil telefonlar arasında ücretsiz görüşme yapılan sisteme dahil bir telefon açıldığında, menzili içindeki bir başka telefonu aramaya başlıyor, eğer bulursa bağlanıyor ve radyo şebekesini yaymaya başlıyor.
Sistemin ucuz bir USB bağlantısıyla bilgisayarda internet üzerinden TerraNet şebekesinin diğer aboneleriyle de konuşma olanağı sağlayacağını belirten İsveç şirketinin yetkilileri, deneme aşamasındaki sistemin Afrika, Güney Amerika, Hindistan ve Çin gibi yerlerde insanlara ilk kez bir dijital kimlik vermenin yanı sıra öğrencilerin kendi aralarında iletişimi için de harika bir yöntem olacağının altını çiziyor.
Geniş bant internette sabit-mobil tartışması
Operatörler, internetin hızlı gelişimine ayak uydurmak için geniş bant internet erişiminde hemfikirler. Ancak internete hangi hattan bağlanılacağında anlaşamıyorlar.
Robot Asimo, artık insanları tanıtıyor!
Yeni ASIMO, insanları tanıyarak etkileşim kurma, yakınından geçenleri selamlama, el ele yürüme, elinde tepsi ile yürüme gibi bir dizi yeni beceriye sahip.
28 Eylül 2007 Cuma
Honda'nın insansı robotu Asımo, Barselona'da Avrupalıların huzuruna çıktı.
Honda'dan yapılan açıklamaya göre, yeni ASIMO'nun Avrupa'daki tanıtımı, Barselona Biomedikal Araştırma Parkı'nda ve Kent'in 'Bilim Yılı' etkinlikleri kapsamında Barselona Şehir Konseyi'nin işbirliğiyle düzenlenen II. Jornades de Robotica'da gerçekleştirildi.
Honda'nın, bir gün insanlara gerçekten yardım edeceğini umduğu yeni Asimo, kendinden önceki modelden daha ileri birkaç önemli teknolojik özelliğe sahip olup, yeni aerodinamik tasarımıyla daha seri ve hızlı hareket ediyor ve yaklaşık 6 km/saat (yaklaşık 4mph) hızla koşabiliyor.
Honda Motor Europe'un Halkla İlişkiler Müdürü William De Braekeleer, yeni jenarasyon ASIMO ile ilgili şunları söyledi:
''Honda, insansı robot alanındaki dikkate değer çalışmalarının en yeni jenerasyonu olan yeni ASIMO'yu Avrupa'da ilk kez sergiliyor. ASIMO'nun önceki jenerasyonu, hareketlerinin seriliğiyle insanları şaşırttı. Yeni ASIMO, bu hareketliliği ve insanlarla kurduğu etkileşimi bir üst seviyeye taşıyor, bu durumda Honda insanlara gerçekten yardım edebilecek bir robot geliştirmeye yönelik nihai hedefine bir adım daha yaklaşıyor.'' Honda'nın Avrupa'da Araştırma Enstitüsü aracılığıyla geliştirdiği ASIMO'nun, robotun zekayla ilgili kabiliyetlerinin geliştirilmesine yoğunlaşan yeni jenerasyonlarının tasarlanmasına büyük katkı sağladığı belirtildi.
Almanya'nın Offenbach kentinde kurulan Honda Araştırma Enstitüsü, akıllı sistemlerin ve bilişsel zekanın gelişimi alanında 17 Avrupa Üniversitesi ve araştırma merkezi ile ortak çalışmalar yürütmeye devam ediyor.
ATASI 1986 DOĞUMLU
İnsansı robotlar konusunda önde gelen akademisyenler tarafından önemli bir adım olarak kabul edilen ASIMO, Avrupa bilim camiasına 30 Haziran 2003 tarihinde Darmstadt Teknik Üniversitesi'nde gerçekleştirilen yüksek teknolojiden zekaya insansı robotlar başlıklı sempozyumda tanıtıldı.
ASIMO o günden bu yana, Avrupa'da yüksek prestijli birçok bilim ve robot teknolojisi faaliyetini dolaştı. Aynı zamanda Avrupa Komisyonu'nun Brüksel'de gerçekleştirilen 'Araştırmacının Gecesi' ve İngiltere'deki 'Genç Mühendisler Zirvesi' gibi etkinliklere katılan ASIMO, gençleri bilim ve mühendisliğe yöneltmeye çalıştı.
Honda'nın insansı robotlar konusundaki geçmişe dayanan kararlılığı 20 yıl öncesine dayanıyor ve çalışanlarının mobilite alanında zorlu bir mühendislik ve teknoloji sorunu ile ilgilenmek istemelerinden kaynaklanıyor.
Şirket, iki ayağı üzerinde yürüyen ilk robotunu 1986 yılında geliştirdi. Bunu izleyen heyecan verici program, Honda'nın yenilikçilik ve insanlara şimdi ve gelecekte gerçekten faydalı olacak gelişmiş ürünlerin geliştirilmesi konusundaki kararlılığından esinlendi.
ASIMO (Yenilikçi harekette İleri Adım - Advanced Step in Innovative Mobility) birçok kişi tarafından dünyanın en gelişmiş iki ayaklı insansı robotu olarak tanınıyor.
ASIMO'nun hareketleri anlamında Honda, insan vücudunun karmaşık ve koordinasyon içindeki hareketleri üzerinde çalışmalar yaptı ve bunları model olarak aldı. ASIMO'nun vücut oranları ve eklemleri insanınkileri andırmakta ve ASIMO, birçok anlamda insan hareketleri ile karşılaştırılabilecek hareketleri içeriyor.
Honda tarafından geliştirilen yeni ve gelişmiş hareket teknolojisinden faydalanan ASIMO, yalnızca ileriye ve geriye doğru yürümekle kalmıyor, aynı zamanda yana dönebiliyor, merdivenlerden çıkıp inebiliyor ve köşeleri dönebiliyor. Bu anlamda ASIMO, insanın doğal yürüme hareketini taklit etmeye en yakın olan robot.
KÖŞE DÖNERKEN AĞIRLIK MERKEZİNİ KAYDIRIYOR
Bu uygulamanın merkezinde Honda'nın, ASIMO'nun gerçek zamanlı ve esnek olarak yürüyebilmesini mümkün kılan akıllı yürüme teknolojisi bulunuyor. Bu teknoloji, robotun öngörülerde bulunarak hareketlerini buna göre ayarlayabilmesini sağlıyor. Örneğin, aynı insanlar gibi, köşeleri dönerken ağırlık merkezini içe doğru kaydırmak amacıyla yana doğru eğiliyor. Yani ASIMO, atması gereken sıradaki adımları öngörerek ağırlık merkezini buna göre ayarlıyor. Gerçek zamanlı olarak sıradaki hareketi öngörebilme becerisi ASIMO'nun kesintisiz olarak yürüyebilmesini sağlıyor. Önce durup sonra dönmeye ve daha sonra köşeyi dönmeye ihtiyacı yok, bunun yerine tek ve kesintisiz, akıcı bir hareket yapıyor.
Bu hedef doğrultusunda ASIMO, bir dizi akıllı teknoloji özelliğiyle donatıldı. Bunlar arasında kişileri, nesneleri ve hareketleri tanıma, mesafeleri ve çeşitli nesnelerin hareket yönlerini hesaplama ve belirli bir hedefe doğru esnek rotalar belirleme becerisi bulunuyor. Bu görsel bilgiler kaydedilmekte, yorumlanmakta ve harekete dönüştürülmekte. ASIMO bu sayede, yolundaki engellerden kaçınmaktan el sıkışmak isteyen bir insanı anlayarak elini uzatmaya kadar bir dizi beceriye sahip.
Bir dereceye kadar ASIMO aynı zamanda duyabiliyor ve konuşabiliyor. Sesleri tanımlayabiliyor, sesler ve söylenen kelimeler arasındaki farklılıkları ayırt edebiliyor ve belirli talimatlara tepki verebiliyor, basit cümlelerle konuşabiliyor ve insanlarla selamlaşabiliyor. Şu anda ASIMO yaklaşık 50 farklı söz ve selam ile 30 farklı komutu anlayabilmekte ve bunlara uygun şekilde tepki verebiliyor.
ASIMO'nun insanların bulunduğu bir ortamda çalışmasını sağlayan ileri fonksiyonları şöyle sıralanıyor:
''İnsanları tanıyarak onlarla etkileşim kurma, mesafelerini hesaplayarak insanlarla etkileşim kurma, yakınından geçenleri selamlama, el ele yürüme ve aynı zamanda hareket etme, tepsi alma ve verme, elinde tepsi ile yürüme, troleyi iterken yürüme ve yön değiştirme, troleyi çeşitli şekillerde kullanma...''
Wimax’te Voltran’ı oluşturacaklar
Çip üreticisi Intel, cep telefonu üreticisi Nokia ve altyapı sağlayıcısı Nokia Siemens Networks, kablosuz internet erişimi Wimax konusunda işbirliği yapacak.
Wimax, geniş alanlarda internet erişimi olarak öne çıkan ve gerek mobil şebekeler (3G) gerekse sabit hatlı şebekelerden sağlanan internet bağlantılarına (Wi-Fi) önemli alternatif olarak dikkat çekiyor.
Nokia’nın 2008’de çıkaracağı N serisi telefonlarda Intel’in kod adı olarak Baxter Peak adını verdiği çip seti kullanılacak. İşbirliğiyle Intel işlemciler Nokia’nın Wimax cihazları ve Nokia Siemens’in altyapı ekipmanlarıyla adeta aynı dilde konuşucak.
Türkiye’de bu alanda çalışmaların yapılması için Wimax lisanslarının dağıtılması ve işletmecilerin faaliyete geçmesi planlanıyor. Şu anda konuyla ilgili test çalışmaları sürüyor.
NASA: Fuse space telescope is done
- Story Highlights
- NASA shutting down 8-year-old FUSE ultraviolet light-detecting space telescope
- Fuse is short for Far Ultraviolet Spectroscopic Explorer
- The telescope is maxed out, scientists say
- NASA extended Fuse's mission three times
- BALTIMORE, Maryland (AP) -- Having coaxed all the life they can out of an 8-year-old ultraviolet light-detecting space telescope, scientists will reluctantly turn it off later this month.
After that, NASA's Fuse observatory will be "just another piece of space junk," orbiting the Earth every 100 minutes until it falls back to Earth in about 30 years, said Bill Blair, the Fuse operations chief and an astronomy professor at Johns Hopkins University.
Fuse, short for Far Ultraviolet Spectroscopic Explorer, has been tuned to the short ultraviolet wavelengths that the Hubble Space Telescope can't see. Fuse has complemented its more famous cousin, detecting a circle of hot gas that surrounds the Milky Way and finding evidence of molecular hydrogen in Mars' atmosphere.
The $108 million observatory has given more than expected when launched in 1999. NASA extended Fuse's mission three times.
Don't Miss
Its scientific instruments still have years of life in them, but are no longer able to be pointed at objects of interest, leading to the decision to shut it down October 18, Blair said.
"So that's the sad part, that it was still very scientifically capable," he said. "But I don't think any one of us could complain about the run we got out of this satellite."
Slowly, the telescope's four reaction wheels, which control its direction, had begun to fail.
"Once we lost that last wheel, basically we could hold it steady in a safe mode, but we couldn't do any science," Blair said.
|
||
Finlandiyalı firma Linux işletim sistemine sahip yeni cep bilgisayarı N810'u piyasaya sürdü. Wi-Fi özelliği ile kablosuz ağlara bağlanabilen yeni ürünün Kasım ayında satışa sunulması bekleniyor. Kayar kapaklı bir klavye sistemine sahip olan yeni model, dahili web tarayıcı, Skype, müzik çalar ve GPS gibi özelliklere sahip. Ürünün ekranı ise dokunmatik olarak tasarlanmış. Satış fiyatının 479 dolar (ABD'de) olması beklenen ürün, açık kaynaklı Linux işletim sistemi kullandığından program geliştirme konusunda birçok seçeneğe sahip. 800x480 piksel ekranı bulunan üründe, 256 MB dahili bellek, 2GB'a kadar ek hafıza takılabilen miniSD bellek yuvası, dahili web kamerası (VGA), Wi-Fi desteği (802.11b/g), USB 2.0 bağlantı yuvası ve Bluetooth teknolojisi yer alıyor. |